DİYARBAKIR’DAN BİR VODVİL GEÇTİ: TOM, DICK VE HARRY



 Avaşin Yorulmaz

Ray Cooney ve Michael Cooney’nin yazdığı Özgür Dural’ın çevirdiği Tom, Dick ve Harry güldürüsü 14 Şubat’ta Diyarbakır Devlet Tiyatrosu Orhan Asena Sahnesi’nde gösterildi. Diyarbakır’da ilk gösterimi yapılan durum komedisini Lebip Gökhan yönetiyor.
Yeni Tiyatro dergisini takip edenler bileceklerdir: iki sayıdır Tiyatro Akla Kara’nın sahneye koyduğu Tom, Dick ve Harry tartışılıyor. Fatma Tuğçu Yeni Tiyatro’nun Ocak sayısında ülkemizde bunca sorun varken Tiyatro Akla Kara’nın repertuvarına bir vodvil almasını eleştirmişti.  Tiyatro Akla Kara adına Savaş Özdural dergiye gönderdiği açıklamada,  oyunculuk ve rejinin değerlendirmeden repertuvarlarının eleştirilmesini eleştirmişti. Oyunun değerlendirmesine geçmeden önce bu tartışmaya birkaç paragrafla katılmak istiyorum.
TARTIŞMA
“Bunca ciddi sorun varken” deyip bir vodvilin sahnelenmesini eleştirmek isabetli midir? Repertuvar eleştirilmez değildir, ama ciddi sorunlar var gerekçesiyle bir vodvilin sahnelenmesini eleştirmek isabetli olmaz kanısındayım. Ciddi komediler yanında farslar da olmalıdır. Hayat “ciddi” diye tanımlanan politik sorunlardan ibaret değildir.  Peki,  bir durumun ciddiyeti neyle ölçülür. Ciddiyetteki kasıt bir durumun, konunun hayattaki ağırlığı olarak anlaşılıyorsa evlat edinmek de ciddi bir sorundur.  Savaşların ve her alanda sömürünün hâkim olduğu bir dünyada evlat edinmek üzerine oluşturulmuş durum komedisi “basit” gelebilir mi?
Burada tiyatronun- sanatın- rolü tartışılıyor. Sanatı tek amaca indirgemek sanatı tekdüzeleştirir kanısındayım.  Sanata,  ya “eğlenme”  ya  “politik mesaj verme”  ya da “dönüştürücü” bir rol verildi. Bütün bunlar neden bir arada olmasın. Toplumun değişim ve dönüşümünde sanatın etkin bir rolü vardır, ama sanat aynı zamanda insanları eğlendirebilmelidir. Klişeleşmiş şekilde “hem eğitmeli hem güldürmeli” demeden salt güldürme amaçlı da olabilir. İnsanların düşünmek kadar gülmeye de ihtiyacı vardır.
Sanat işçi sorununu, emek sermaye çelişkisini, savaşı, sömürüyü, bir aile dramını, derinlikli psikolojik bir durumu-olayı anlatmıyorsa sanat değilmiş algısıyla bunun dışında işlenen konular ciddiye alınmıyor. Hayat dediğimiz bir bütündür. Bilimsel yaklaşma iddiasındaysa sanatçı ya da eleştirmen o zaman hayatı bir bütün olarak görmelidir. Sanat sömürüyü, cinselliği, şiddeti, aşkı, sıradanlığı, evliliği, boşanmayı, mutluluğu, eğlenmeyi her şeyi ele almalıdır. Sanatı “ciddi” konulara hapsetmek sanatın tabiatına ciddiyetsiz yaklaşmak değil midir? 
TOM, DICK HARRY
Birkaç paragrafla tartışmaya katıldıktan sonra Diyarbakır DT’ de izlediğimiz oyunun değerlendirmesine geçebiliriz.
Biletler önceden tükenmişti. Yer bulamadık. DDT’yi aradık. Durumu izah ettik. İsteğimiz çok nazik bir şekilde karşılandı. Orhan Asena sahnesinin olduğu muazzam binaya girdik. Yer ayarlanması konusunda bize yardımcı olan Nilgün  (Bozyel )hanımefendi büyük bir incelikle bize yardımcı oldular. Misafirperverlikleri için teşekkür ediyoruz.
Oyun prömiyerinin 28 Şubat’ta yapılacağı Diyarbakır DT Şubat Programı’nda yazılmıştı. Oyunun yönetmeni Lebip Gökhan, sevgililer günü sürpriz yapmak istedikleri için prömiyerinin 14 Şubat sevgililer gününe denk getirildiğini, açıkladı (AA).
Diyarbakır’da sevgililer gününe ilişkin güzel kareler olmakla birlikte hâkim olan hava “tedirginlik” ti. Öcalan’ın yakalanışının yıldönümü dolayısıyla gerginlik vardı şehirde. Resmi birimler kadar siyasal örgütlülüklerin de belli bir hazırlık içinde olduğu gezdiğimiz kent sokaklarının atmosferinden anlaşılabiliyordu.

Oyun değerlendirmesine geçmeden bir durumu daha aktarmalıyım: oyunun başlamasına beş dakika kala anonsu yapıldıktan sonra “protokol” geldi -tabi ki korumalarla- . Korumalar sağlı sollu, önlü arkalı oturdu. Kentteki “gerginlik” ten dolayı normal olmasa da “normal” karşılanıyor, daha doğrusu insanlar hiç de normal olmayan bu durumu kanıksamış.  Tiyatro gösterisinde korumaların sağlı sollu dağılması ve oyun izlendiği esnasında telsiz sesinin neredeyse oyun boyunca sürmesi Batı’da tuhaf, ama yukarıda anlattığım “gergin” sebeplerden dolayı Diyarbakır’da ise bu tür anormallikler çok olduğundan sıradanlaşmış. Dünyanın hiçbir yerinde korumlar telsizle “görev icabı” bile olsa oyun izlemez.  Acaba anonsta “lütfen telefonlarınızı ve telsizlerinizi sessize alın!” diye anons mu yapılmalıydı? Umarım barış süreci mutlu bir nihayete erer de sanatsal etkinlikler normalleşir.

OYUNUN ÖZETİ
Oyun Tom ve Linda’ nın telaşıyla başlıyor. Tom ile Linda’nın evliliklerinde eksikliğini hissettikleri çocuktur. Evlat edinmek için başvuruda bulunmuşlardır. Ajanstan gelecek olan Bayan Potter’ı bekliyorlar. Bayan Potter, ailenin evlatlık için uygun olup olmadıklarını kontrol edecektir. Tom ile Linda mükemmel bir hazırlık yapmıştır. Tom’un kardeşleri Dick ve Harry her şeyi altüst eder. Dick sınırdan kaçak sigara ve içki getirmiştir. Kaçak olarak iki mülteci de Dick ile birlikte gelmiştir.
Harry ise Tom ve Linda’nın ucuz ev alması için bir plan yapmıştır. Plana göre evin bahçesine kadavra gömecek, polise haber verilecek. Evde cinayet işlendiği için satın almak istedikleri evin fiyatı böylece düşecektir.
Bayan Potter’ın gelmesini bekleyen ve hiçbir sorunun çıkmasını istemeyen Tom herkesi idare etmeye çalışır. Bir yalanı örtmek için başka bir yalan uydurur. Her yalanla durum daha çetrefilleşir.  Durum idare edilsin diye söylediği yalanlar nerdeyse evliliğine mal olacak belki de tutuklanmasına sebep olacaktır.
Tom, o kadar yalan uydurmuştur ki, Linda’dan önce bir eşinin olduğunu eşinin onu ziyarete geldiğini ve yatak odalarına girdiğini söyler. Linda, Tom’u terk eder. Bayan Potter, Tom ile Linda’nın evlatlık için uygun bir aile olmadığı kanaatine varır. Polis memuresi “her şeyi” öğrenmek üzeredir.
Nam salmış mafya üyesi Boris’in yakalanmasıyla durum düzelir. Tom, Dick ve Harry Tutuklanmaktan kurtulur, göçmenler gider. Linda döner ve Tom’a hamile olduğu müjdesini verir.
**
Komedide metnin komik olması yetmiyor. Komedi metni ne kadar komik olursa olsun oyunculuk vasatsa iyi bir komedi gösterisi çıkmaz. Genel itibariyle oyuncuların performansı iyiydi.  Oyuncular ilk dakikalarda biraz mekanik oynadılar. Mimikler ve beden dili yeterince sindirilmeden kalıplaşmış biçimde sergilendi. Özellikle Tom, oyunun ilk on - on beş dakikasında rolünü ezberlemiş ve “ruh” vermeden oynadı. Ancak oyuncuların “ısınmasıyla” vasatlık olarak da değerlendirilecek mekaniklik yavaş yavaş aşıldı ve Tom rolüne ruh verdi. Tom’un ondan sonraki performansı çok iyiydi.
Vodvil olma özelliğinden kaynaklı olarak komikliklerin abartılması normaldir, ancak komiklikler kimi yerlerde “palyaçoluk” düzeyine indi.
DEKOR IŞIK KÖSTÜM
Oyunun dekoru, oyunun hızlı olma karakterine uygundu. Çok ferah bir dizayn vardı. Oyuna nefes aldırdığı gibi seyirciye de “nefes” aldırttı.
 Işık, dekorla uyun içindeydi. Dekor gibi ışık da ferahtı. Geniş aydınlığın kullanılması, her tarafa eşit ışık verilmesi iyi bir seçimdi.
Herksin kostümü karakterine uygundu. Tom, düzenliydi kıyafetleri düzgündü, Dick kıpır ve başı belada olan biriydi tişörtünün üzerinde kurukafa olması Dick tipi ile örtüşmüştü. Harry, şapşal, iyi niyetli ama salak bir tipti, kıyafetlerinin salaş olması, iş mi sivil kıyafet mi olduğu net olmaması Harry ile uyum içindeydi. Mültecilerden Andreas’ın kıyafetleri tipine uygundu, ama Katarina’nın kıyafetleri “amanet” gibi duruyordu. Katarina’nın kıyafeti Mülteci Dedenin kıyafetlerine benzer olmayabilirdi, kız çevikti salaş kostüm eğreti duruyordu.
Özellikle siyasal sorunların ağırlığından nefes almak isteyenlerin ve tabi ki tiyatro seven herkesin – hayatında ilk kez tiyatroya gidenlerin bile- keyifle izleyebileceğini düşündüğüm bir oyun.
OYUNUN KÜNYESİ
Oyunun: TOM, DICK ve HARRY
Yazar: Ray COONEY, MİCHAEL COONEY
Çeviren: Özgür ÖZDURAL
Sahne: ORHAN ASENA SAHNESİ
Rejisör: M.Lebip GÖKHAN
Reji Asistanları: Duygu GÖKHAN, Gonca COŞKUN
Dekor: Kaan GÜREŞÇİ
Kostüm: Ceren KARAHAN
Koreograf: Gizem ERDEN
Işık: İzzettin BİÇER


OYUNCULAR

Fatih YURDAKUL (TOM)
Kerem COROGİL   ( DICK)
Serkan EKŞİOĞLU (HARRY)
İrem YURDAKUL (LINDA)
Pelin TOZKOPARAN (KATERINA)
Mustafa TURAN (ANDREAS)
Birce Birsel ÇAĞLAR (DOWNS)
Sevi DEMİRÇİVİ (POTTER)
Murat BAYRAK (BORIS)
Sahne Amiri: Mehmet ESEN
Kondüvit: Özlem HIDIRŞAHOĞLU
Suflör: Yunus Emre ÜNLÜ
Işık Kumanda: Oğuz YILDIRIM
Peruka: Ferhan ÇOŞGUN
Erkek Terzi: Nalan ÜNLÜ
Kadın Terzi: Şahin DELİDOLU
Aksesuar Sorumlusu: Hasan ÇATALKAYA
Dekor Sorumlusu:  Mustafa ACAR

Yeni Tiyatro Dergisi, 2013 Mart